Bu kitabimda, Lozan Baris Antlasmasi'nin imzalanmasiyla, savas alanindan sonra diplomasi alaninda da, basini dik tutan ve kendi ayaklari uzerinde durabilen Turkiye Cumhuriyeti'nin, gelismis Bati dunyasi karsisinda kazandigi buyuk zaferi, ozellikle genc kusaklara anlatmak istedim. Yeni Turkiye Cumhuriyeti Devleti'nin dis politikasi, Osmanli Devleti'nin dis politikasindan tumuyle ayri ilkeler uzerine oturtulmus ve bu dis politikayi yurutecek olan diplomatlar da, "Osmanli zihniyeti"ne sahip olmayan kisiler arasindan yine bizzat Ataturk tarafindan secilmisti. Baska bir deyimle, yeni Turk Devleti'nin diplomatlari, Osmanli diplomatlari gibi Avrupa devlet adamlarinin karsisina "boynu bukuk" olarak cikmayacak, onlarin her dedigine "evet" demeyecek ve onlarin her istegine boyun egmeyecekti. Bu, Ataturk'un diplomasisinde ongordugu en temel ilke olmustu. Mucizevî bir donem olarak nitelendirdigim bu olaganustu donemin dis politikasini ve diplomasisini yazarken, yuzumde hep bir gulumseme, gozlerim
show more...Just click on START button on Telegram Bot