Paperback. 13,50 / 19,50 cm. In Turkish. 352 p. "Dogu medeniyetleri konusunda en önemli otoritelerden biri olan Philip Mansel, bölgenin en kadim, en büyük ve en kozmopolit sehirlerinden biri için özlü ve zarif bir agit kaleme almis. Trajikligi ve zamanlamasiyla, bu kitap bize neden Halep'in yasini tutmamiz gerektigini muhtesem bir sekilde gösteriyor." - William Dalrymple Savastan sonra Halep bir harabeye dönüstü. Sokaklari karanliga gömüldü ve nüfusunun büyük bir bölümü sehri terk etti. Ama burasi bir zamanlar Müslümanlarin, Hiristiyanlarin ve Yahudilerin baris içinde bir arada yasayip ticaret yaptiklari, canli bir dünya sehriydi. Asur, Pers, Yunan, Roma, Arap, Osmanli imparatorluklarina ve Fransizlara ev sahipligi yapmis olan Halep kadar kadim ve renkli çok az sehir vardir. Osmanli yönetimindeyken, Istanbul ve Misir'dan sonra Halep imparatorlugun en büyük üçüncü sehri olmustu. Zenginligini Ipek Yolu üzerindeki, dünya ticaret yollarinin kavsagindaki konumuna, Ortadogu'nun Venedik, Isfahan ve Agra'dan gelen tüccarlari bulusturan en büyük çarsisi olmasina borçluydu. Bölgede özellikle yemekleri ve müzigiyle nam salmisti. 400 yil boyunca yolu Halep'ten geçmis konsolos, tüccar ve seyyahlarin tanikliklarindan faydalanan Philip Mansel, Halep'in kültürel ve ekonomik zenginligin zirvesinden çöküsüne kadar uzanan dokunakli yolculugunu anlatirken, iç savasin parçaladigi sehre saygi durusunda bulunuyor. "Günümüzün en iyi Dogu tarihçilerinden biri, Ortadogu'nun en önemli sehirlerinden birinin son derece ilgi çekici bir portresini çiziyor. Mansel'in Halep'i çagdas okurlara Suriye'deki iç savas nedeniyle kaybedilen dünya mirasini hatirlatiyor. Önemli ve siradisi bir kitap." - Eugene Rogan
show more...Just click on START button on Telegram Bot