Hegel, Thales'ten kendisine, felsefe tarihinin bir degerlendirmesini yapmis ve bu surecin sonunda durdugunu iddia etmisse, Marx da felsefe tarihini dusuncenin insana yabancilasmasinin hikyesi olarak okuyarak onun yapisokumunu gerceklestirmistir. Onun yaptigi, felsefe tarihinin icinde yer almak ya da sonunda durmak degil, etrafinda dolanmak, duvarlarini kesfetmek ve savunma mekanizmalarini yikmaktir. Ama bu yapisokum hikyenin sonu degil, ona yeni bir yon vermek, onu daha guzel yazmak icin bir firsat olmaliydi. Bu anlamda, Marx'in filozoflara herhangi bir insan olarak yukledigi sorumluluklarin yani sira, filozof olarak yukledigi sorumluluk da oldukca agirdir ve henuz yerine getirilmemistir. Bu iddiamin Marx'tan sonra gelen ve Marx'in dusuncelerini anlamak, anlamlandirmak ve gelistirmek yolunda onemli katkilar saglamis olan bircok dusunurun calismalarini gormezden gelmek ya da kucumsemek olarak algilanmayacagini umuyorum. Demek istedigim sadece; praxis felsefesi dunyayi geri almadikca; on
show more...Just click on START button on Telegram Bot