Paperback. 13,50 / 21,00 cm. In Turkish. 400 p. Yasadiklarimizin gerçegine neden bir türlü erisemiyoruz? Neden gerçek, yasadigimiz dünyada isimasiyla kararmasi bir olan bir fotograf filmine dönüstü? Bu gerçegin kirilgan tabiatindan mi yoksa yasadigimiz dünyanin gerçege giderek kendini kapatan karanlik ahvalinden mi ileri geliyor? Bu sorular menziline dogru ne kadar çatallanirsa çatallansin surasi kesin: Yasadiklarimizda ister dert edinmedigimiz ister pesine düsüp yeter sebatla takip etmedigimiz için erisemedigimiz gerçek biz istesek de bizim pesimizi birakmiyor: Bir ülkenin düzlügüne dün daglik bölgeler ve bu sonuncularina da içine dagilmis kaleler veya müstahkem mevkiler hükmederdi. Dün buralara hasin dincilik ve sofuluk perdesi altinda "Hakikat diye bir sey yok, her sey mubah" yaygarasiyla ‘ibahiye' sancaginin altinda toplananlar yuvalaniyordu. Buralarin cebir veya hileyle efendileri olmak, devlet içerisinde devlet olarak varliklarini sürdürmek bunlarin temel siyasi hedefiydi. Bu hedeflerine baglilarinin kör itaat ve bagnaz fedailigi sayesinde krallari desise veya korku ile dehsete düsürmek, düsmanlarina karsi katillerin eline silah vermek suretiyle ulasiyorlardi. Bugün bu müstahkem mevkilere kimler, hangi siyasi maksatlarla yuvalaniyor? Dünün ‘ibahiye'sinin yerini bugün kim, hangi sloganlarla aliyor? Bu sloganlar nerede, hangi eller tarafindan hazirlanip tedavüle sokuluyor? Dün basimiza gelenlerin gerçegini aydinlatmadan bugün basimiza gelenleri anlayamayiz. Kitap bu ve benzeri sorulari bir istikamet üzere düsündürmenin yani sira gizli cemiyetlerin zayif hükümetlerde tehlikeli hatta ölümcül tesirinin canli bir tablosunu ortaya koyup dinin dizginsiz ihtirasin emellerine korkunç yatakliginin ikna edici tasvirini sunmaktadir.
show more...Just click on START button on Telegram Bot