Romanla iliskimiz tipki Aziz Augustinus'un "Zaman nedir?" sorusuna verdigi yanittaki gibidir: Sorulmadiginda biliriz ama sorulunca bilemez, sasiririz. Hemen herkes roman denince ne kastedildigini bilir. Herkesin romanin ne oldugu veya olmadigiyla ilgili kendince bir gorusu, bir hissi vardir. Ancak "Roman nedir?" sorusuyla karsilasinca ayni sekilde hemen herkes bocalar, kendince tarifler yapmaya baslar. Iste bu da romanin en belirgin ozelliklerinden birine isaret ediyor: Roman tanimlanmaya, siniflandirilmaya direnen bir kur-gusal anlati bicimidir. Roman, ortaya ciktigi gunden beri siradan insanin, siradan hikyelerini an-latir. Ama konu ve karakterler ne kadar siradan gorunurse gorunsun, bir romanin baglamina girdiklerinde siradan olmaktan cikarlar. O yuzden belki de roman okuru, kendi yasamini yansitan ve bakmaktan hic bikmadigi bu aynanin kendisi uzerine de dusunmelidir. Bunu yapabilmek icin ise romana felsefi ve kuramsal acidan yaklasmak gerekir. Felsefe ya da kuram okumak belki roman
show more...Just click on START button on Telegram Bot